Palliative psychiatry is an approach that aims to improve the quality of life of patients and their families by trying to prevent or alleviate suffering through timely evaluation and treatment when faced with physical, mental, social, and spiritual problems associated with serious life-threatening mental illnesses. The fact that individuals with serious mental illness are a disadvantaged group in accessing health services, the rate of physical diseases that are difficult to treat compared to the general population is quite high in this population, their physical diseases are diagnosed later and their compliance with treatment is more difficult, this special group continues to live with a low quality of life and it results in death at an earlier age of 15-20 years. Therefore, considering the burden of serious mental illness on both the family and society, it is clear that palliative care is needed. However, the need for palliative care for individuals with psychiatric illnesses remained in the background, and discussion of the need for palliative care became possible at the beginning of the 21. century. This study was written to raise awareness about where we are in benefiting from palliative care services in our country and in the world and to draw attention to the role of psychiatric nurses, whose role in patient advocacy is at the forefront, in psychiatric palliative care. Psychiatric nurses should realize that there is a serious gap in the field of psychiatric palliative care in our country and should focus on studies in this field.
Keywords: Nursing, palliative care, mental illnessPalyatif psikiyatri, yaşamı tehdit eden ciddi ruhsal hastalıklar ile ilişkili fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sorunlarla karşılaşıldığında, zamanında değerlendirme ve tedavi yoluyla acıların önlenmesine ve/veya hafifletilmesine çalışarak, hastaların ve ailelerinin yaşam kalitesini iyileştirmeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Ciddi ruhsal hastalığı olan bireylerin sağlık hizmetine erişimde dezavantajlı bir grup olmaları, genel nüfusla karşılaştırıldıklarında tedavi edilmesi güç fiziksel hastalıkların oranının bu popülasyonda oldukça yüksek olması ve fiziksel hastalıklarının daha geç teşhis edilip tedaviye uyumlarının daha zor olması bu özel grubun düşük yaşam kalitesi ile yaşamlarını sürdürmesi ve 15-20 yıl daha erken yaşta ölümü ile sonuçlanmaktadır. Bu durum ve ciddi ruhsal hastalıkların hem aile hem de topluma yükü göz önünde bulundurulduğunda, palyatif bakımına duyulan ihtiyaç açıkça görülmektedir. Ancak, psikiyatrik hastalığı olan bireylerin palyatif bakım ihtiyacı arka planda kalmış, ciddi ruhsal hastalığı olan bireylerin palyatif bakım ihtiyacının tartışma konusu olması yirmi birinci yüzyılın başlarında mümkün olabilmiştir. Bu çalışma ciddi ruhsal hastalığı olan bireylerin ülkemizdeki ve dünyadaki palyatif bakım hizmetlerinden yararlanma noktasında nerede olduğumuz konusunda farkındalık kazandırmak, hasta savunuculuğu rolü ön planda olan psikiyatri hemşirelerinin psikiyatrik palyatif bakımdaki rolüne dikkat çekmek amacıyla yazılmıştır. Psikiyatri hemşireleri, psikiyatrik palyatif bakım alanı ile ülkemizde ciddi bir boşluk olduğunun fark etmeli ve bu alanda çalışmalara ağırlık vermelidir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, palyatif bakım, ruhsal hastalık