INTRODUCTION: Premenstrual Dysphoric Disorder is a clinically important condition that affects a significant proportion of women and causes deterioration of quality of life. In this study, it was aimed to evaluate the frequency of premenstrual dysphoric disorder and its relationship with demographic and clinical variables and affective temperaments.
METHODS: An online survey form including sociodemographic data, Premenstrual Symptoms Screening Tool, and Temperament Evaluation of Memphis, Pisa, Paris, and San Diego Auto-questionnaire was applied to 408 healthy women participants.
RESULTS: The frequency of premenstrual dysphoric disorder and moderate to severe premenstrual syndrome were 13.2%, and 14.5%, respectively. The presence of lifetime psychiatric diagnosis, positive family history of psychiatric illness, suicide attempts, and anxious temperament were significantly higher in the premenstrual dysphoric disorder group. Cyclothymic and anxious temperaments had a positive predictive effect on the Premenstrual Symptoms Screening Tool Section A scores.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Our findings show a possible relationship between anxious and cyclothymic temperament traits and premenstrual dysphoric disorder symptom severity. Premenstrual symptoms may be more severe in women with cyclothymic and anxious temperament features. However, large-scale studies in which the diagnosis of the premenstrual dysphoric disorder is determined by clinical interview are needed for this judgment.
GİRİŞ ve AMAÇ: Premenstrüel disforik bozukluk, kadınların önemli bir bölümünü etkileyen ve yaşam kalitesinin bozulmasına neden olan klinik olarak önemli bir durumdur. Bu çalışmada premenstrüel disforik bozukluk sıklığının; demografik ve klinik değişkenler ve afektif mizaçlar ile ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: 408 sağlıklı kadın katılımcıya sosyodemografik veriler, Premenstrual Semptom Tarama Aracı ve Memphis, Pisa, Paris ve San Diego Mizaç Değerlendirilmesi-Özbildirim Ölçeği’ni içeren çevrimiçi bir anket formu uygulanmıştır.
BULGULAR: Premenstrüel disforik bozukluk ve orta-şiddetli premenstrüel sendrom sıklığı sırasıyla %13,2 ve %14,5 dir. Yaşam boyu psikiyatrik tanı varlığı, ailede psikiyatrik hastalık öyküsü, intihar girişimi ve anksiyeteli mizaç özellikleri premenstrüel disforik bozukluk grubunda anlamlı olarak daha yüksek saptanmıştır. Siklotimik ve anksiyeteli mizaçlar, Premenstrüel Semptom Tarama Aracı-Bölüm A puanları üzerinde pozitif yordayıcı etkiye sahiptir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bulgularımız anksiyeteli ve siklotimik mizaç özellikleri ile premenstrüel disforik bozukluk semptom şiddeti arasında olası bir ilişki olduğunu göstermektedir. Siklotimik ve anksiyöz mizaç özellikleri olan kadınlarda premenstrual belirtilerin şiddeti daha fazla olabilir. Ancak bu yargı için premenstrual disforik bozukluk tanısının klinik görüşme ile belirlendiği geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır.