INTRODUCTION: In this study, it is aimed to comparatively examine early maladaptive schemas and attachment in close relationships in individuals with and without social anxiety. Social anxiety is defined as an excessive fear of eating, speaking, vomiting or blushing in the presence of other people. The emotional relationship and communication between the baby and the parent or caregiver is defined as attachment. It is thought that the attachment attitudes adopted in childhood and adolescence continue in adulthood as well. The schema is formed as a result of the child's bonding with the people around him, value, autonomy and realistic expectations, usually as a result of traumatic experiences or miscommunication with the caregiver, and this reveals inappropriate perceptions of people about himself and the outside world.
METHODS: This research was conducted using the comparative relational screening method. The sample of the study, which was selected with the simple random sampling model, consists of people between the ages of 18-65 living in the city of Istanbul. Data collection tools used in the research; Personal Information Form, Liebowitz Social Anxiety Scale, Young Schema Scale and Experiences in Close Relationships Inventory II. The data collected for this research were analyzed with the SPSS 25 program.
RESULTS: Considering the findings of the research, it is seen that there is a relationship between Social Phobia and Attachment and that early maladaptive schemas play a partial mediator role in this relationship. The findings obtained in the study were discussed in conjunction with other studies in the literature.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Considering the findings of the research, it is seen that there is a relationship between Social Phobia and Attachment and that early maladaptive schemas play a partial mediator role in this relationship. The findings obtained in the study were discussed in conjunction with other studies in the literature.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada sosyal kaygısı olan ve olmayan bireylerde erken dönem uyum bozucu şemalar ve yakın ilişkilerde bağlanmanın karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Sosyal kaygı kişinin başka insanların olduğu ortamlarda yemek yeme, konuşma yapma, istifra etme veya yüzünün kızarmasından aşırı korkması durumu olarak tanımlanmaktadır. Bebeğin, ebeveynleriyle veya ona bakım veren kişiyle arasındaki duygusal ilişki ve iletişim, bağlanma olarak tanımlanmaktadır. Yetişkin döneminde de çocukluk ve ergenlik dönemindeki benimsenen bağlanma tutumlarının devam ettiği düşünülmektedir. Şema, gelişim aşamasındaki çocuğun çevresinde bulunan insanlar ile bağ kurması, değer, özerklik ve gerçekçi beklentilerinin genellikle travmatik olarak yaşanmış olan deneyimler veya bakım vereniyle kurmuş olduğu yanlış iletişimin sonucunda oluşmaktadır ve bu da insanların kendisiyle ve dış dünya ile alakalı uygun olmayan algı biçimlerini ortaya çıkarmaktadır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu araştırma karşılaştırmalı ilişkisel tarama yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın basit seçkisiz örnekleme modeliyle seçilen örneklemini, İstanbul şehrinde yaşamakta olan 18-65 yaş arası kişiler oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları; Kişisel Bilgi Formu, Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği, Young Şema Ölçeği ve Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II’dir. Bu araştırma için toplanan veriler SPSS 25 programıyla analiz edilmiştir.
BULGULAR: Araştırmanın bulgularına bakıldığında sosyal fobi ile bağlanma arasında bir ilişki olduğu ve erken dönem uyum bozucu şemaların bu ilişkide kısmi aracı rolü olduğu görülmektedir. Çalışmada elde edilen bulgular literatürdeki diğer çalışmalar eşliğinde tartışılmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırmanın bulgularına bakıldığında sosyal fobi ile bağlanma arasında bir ilişki olduğu ve erken dönem uyum bozucu şemaların bu ilişkide kısmi aracı rolü olduğu görülmektedir. Çalışmada elde edilen bulgular literatürdeki diğer çalışmalar eşliğinde tartışılmıştır.