INTRODUCTION: The aim of this study was to determine to what extent the self-perception and difficulties in emotion regulation are predictors of depressive symptoms in children diagnosed with specific learning disorder (SLD). Furthermore the other aim was to investigate the mediating role of the difficulties in emotion regulation in the relationship between depressive symptoms and self-perception.
METHODS: The study sample was consisted of 326 participants among 10-14 ages, clinical group diagnosed with SLD (n = 156) and healthy control group (n = 170). Piers Harris Children's Self-Concept Scale, Children's Depression Scale, Emotion Adjustment Scale and Demographic Information Form were used as data collection tools.
RESULTS: According to the results depression and difficulties in emotion regulation scores of the SLD group were significantly higher; self-perception scores were lower than control group. It was found that self-perception and difficulties in emotion regulation significantly have predicted depressive symptoms in children with SLD; self-perception has predicted depressive symptoms in control group but difficulties in emotion regulation had no effect on depressive symptoms in this group. The mediator role analysis results have showed that difficulties in emotion regulation had a partial mediating role between depressive symptoms and self-perception in children with SLD.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The results obtained from the comparison of the clinical and the control group are consistent with the literature. The finding that difficulties in emotional regulation has a partial mediating role in the relationship between depressive symptoms and self-perception in SLD group is important for the intervention programs which will develop to increase the global functionality of individuals with SLD.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı özgül öğrenme bozukluğu tanısı olan çocuklarda benlik algısı ve duygu düzenleme güçlüğünün depresif belirtileri ne ölçüde yordadığını incelemektir. Bunun yanı sıra depresif belirtiler ve benlik algısı arasındaki ilişkide duygu düzenleme güçlüğünün aracı rolünün araştırılması da bir diğer amaçtır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırmanın örneklemini 10-14 yaş aralığında ÖÖB tanısı olan klinik grup (n= 156) ve sağlıklı kontrol grubu (n= 170) olmak üzere toplam 326 katılımcı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Piers Harris Çocuklarda Öz Kavramı Ölçeği, Çocuklar İçin Depresyon Ölçeği, Duygu Ayarlama Ölçeği ve Demografik Bilgi Alma Formu kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışma sonuçlarına göre ÖÖB’li grubun kontrol grubuna göre anlamlı olarak depresyon ve duygu düzenleme güçlüğü puanları daha yüksek; benlik algısı puanları ise daha düşüktür. ÖÖB’li çocuklarda benlik algısı ve duygu düzenleme güçlüğü, depresif belirtileri anlamlı olarak yordamaktadır; kontrol grubunda ise benlik algısının depresif belirtileri yordadığı belirlenmiş ancak duygu düzenleme güçlüğünün depresif belirtiler üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür. Aracı rol analizleri, ÖÖB’li çocuklarda duygu düzenleme güçlüğünün, depresif belirtiler ve benlik algısı arasındaki ilişkide kısmi aracı etkisi olduğunu göstermiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Klinik grup ile kontrol grubunun karşılaştırılmasından elde edilen sonuçlar alanyazın ile tutarlıdır. Klinik grupta depresif belirtiler ve benlik algısı arasındaki ilişkide duygu düzenleme güçlüğünün kısmi aracı rolü olduğunun bulunması, ÖÖB’li bireylerin genel işlevselliğinin arttırılmasına yönelik geliştirilecek müdahale programları için önemlidir.