XIX. yüzyılın sonlarına doğru barbitüratların sentezHânmesine kadar anksiyete tedavisinde kulD lanılabilen herhangi bir ilaç yoktu. İnsanlar kaygı ve gerginliklerini gidermek için eski çağlardan beri rahatD latıcı etkilerini keşfetmiş oldukları alkol (etil alkol) ve benzeri keyif vericileri kullanmışlardır (Brick ve Carlton 1998). Almanya'da Adolf von Baeyer isimli araştırıcı, 1864 yılında, malonik asid ve ürenin konD densasyonu ile barbitürik asid (malonil üre) isimli yeni bir kimyasal madde sentezledi. Barbitürik asid davranış üzerine etkisiz bir bileşik olmakla beraber, molekülde yapılan küçük değişikliklerle elde edilen barbitüratlar etkili bileşiklerdi (Dundee ve McIlroy 1982). İlk sentezlenen barbitürat türevleri 1900'lü yılD ların başlarında tedavide kullanılmaya başlanan barD bital ve fenobarbital oldu. Her iki ilaç ta sedatif ve antikonvülzan etkileri ile o zamana kadar kloralhidrat ve bromidlerden başka seçeneği olmayan hekimler tarafından sık olarak kullanılmaya başladı (McKim 2000). Barbitürat türevlerine kronik kullanımda hızla fiHkD sel bağımlılık gelişmesi ve tedavi aralıklarının (etkin ve toksik dozları arasındaki aralık) dar oluşu bunlaHn anksiyete tedavisinde kullanımını oldukça kısıtlamıştır. Günümüzde anksiyete tedavisinde barbiD türat türevleri kullanılmamaktadır (McKim 2000).